2 Ocak 2016 Cumartesi

Dünya Fatihi 2.Mehmet'in Akıl Hocaları

Fatih Sultan Mehmet'in Akıl Hocaları


Molla Yegan

Molla Yegan 2. Mehmet'in ilk akıl hocasıdır.
Asıl adı Muhammed bin Muhammed bin Yegan bin Armağan bin Halil'dir. Dönemine Molla Yegan diye ün saldığından bu adla anılır.

Aslen Aydınlı olan Molla Yegan, Bursa'da alim Molla Fenari'den dersler aldı. Daha sonra  Bursa'da kendi adıyla anılan Molla Yegan Medresesi gibi bir çok medresede müderrislik yaptı. Molla Fenari'nin ölümü üzerine Bursa Kadısı ve Başmüderris oldu.


Bazı kaynaklarda 2.Murad tarafından şeyhülislam ilan edildiği gözükür. Bu demek oluyor ki Osmanlı Devleti'nin 3. şeyhülislamı Molla Yegan'dır ama Osmanlı Devleti'nin bilinen 3. şeyhülislamı Molla Yegan değil Molla Hüsrev'dir.

Dönemine en büyük katkılarından biri de Molla Gürani'yi Edirne'ye getirmesi olmuştur.
      Şehzade Mehmet'in Manisa'da olduğu sıralarda hacca giden Molla Yegan, Mısır' da
büyük alimlerden ders almış, tefsir, hadis ve fıkıhta yüksek bir alim olan Molla Gürani'yle tanışmış ve onu Edirne’ye getirmiştir.
Sultan Murad'ın oralardan bize ne getirdin sorusuna karşılık mola yegan , ” Öyle bir alim getirdim ki sultanım, tanışmanız gerek” Murad Han o an nerede olduğunu sorması üzerine Yegan dışarıda bekliyor efendim.
Murad Han alim ehlini bekletmek ne haddimize der ve onu çağırtır.


Molla Gürani

Asıl adı Ahmed bin İsmail’dir ama Araplar onu Molla Gürani diye tanırlar.
Molla Gürani 2.murad la tanışmasından sonra bursa medreselerinden birine müderris tayin edilir. Bu sıralarda 2. Mehmet Manisa'daydı. Mehmet zeki ama yaramaz bir öğrenciydi. Derslere devamda gevşeklik gösteriyordu. 2. Murad bu duruma çare bulmayı düşünürken aklına heybetli ve sert tutumlu bir hoca olan Molla Gürani geldi. Onu şehzadenin hocalığına tayin etti ve gerektiğinde dövebileceğini de söyledi.
Molla Gürani ilk derse yanında bir sopayla gelerek babanız sizin serkeşliğinizi işitmişler. Eğer okumak istemezse babanız emrettiler sizi bu sopa ile terbiye edeceğim. Mehmet’te bundan sonra yapması gerekenleri yapmış ve Molla Gürani o sopayı kullanmak zorunda bırakmamıştır.

2. Mehmet padişahlığı sırasında çok değer verdiği hocasına vezirlik teklif etmiş fakat Molla Gürani bunu yapacak benden daha iyileri vardır diyerek reddetti. Bir yandan müderrisliğe devam ederken kadılığa atanmış ve en sonunda Osmanlı devletinin 4. şeyhülislamı olmuştur


Akşemsettin

1389 da Şam'da doğmuştur.
Asıl adı Şeyh Muhammed bin Şemsettin bin Hamza dır.
Saçının ve sakalın beyaz olması ve sürekli beyaz elbiseler giymesi sebebiyle Akşeyh ve Akşemsettin ünvanlarıyla bilinmiştir.
Bazı el yazmalarında soyu Hz. Ebubekir e kadar dayanır.

Genç yaşlarda Amasya Medreselerinde Hacı Bayram Veli'den eğitim almış olan Akşeyh eğitimini tamamladıktan sonra Osmancık'ta müderris olmuştur.
Zahiri ve batini ilimlerde mütehassıs, ayrıca tıp konularında da önemli çalışmaları olan bir alimdir.
Tip alanın da hastalık insandan insana gözle görülemeyecek kadar küçük tohumlar vasıtasıyla geçer cümleyle tarihte mikrobu tanımlayan ilk kişi olmuştur. Mikrobiyolojinin babası sayılır ama gelin görün ki mikrobu bulan kişi olarak 19. asırda yaşamış olan Fransız alim Pasteur'e gösterilir. Arada 500 yillik bir fark var buda Akşeyh ne kadar büyük bir alim olduğunun apaçık kanıtıdır.

2.Murad'ın isteği üzerine 2.Mehmete hocalık yapmıştır.
2.mehmet Akşemsettin’i pek sever ve sayardı. Onun hakkında da bir gün veziri Mahmut Paşa’ya söyle der
Bu pire hürmetim ihtiyatsızdır; yanında heyecanlanırım, ellerim titrer, şair şeyhleri ise benim yanıma gelince elleri titrer.
Akşemsettin her zaman Fatih’in en büyük destekçilerinden olmuştur. İstanbul’un fethinden önce Çandarlı Halil Pasa etrafında toplananların karşısında durup Fatihi desteklemiştir ve Fatih umutsuzluğa kapılmaya başladığı anda ona moral kaynağı olmuştur.

İstanbul’a da Fatihle beraber girmiştir. Fatih halkın karşısına hocasıyla beraber atsız çıktığı için halk padişahın genç olması sebebiyle Akşeyh’i padişah sanıp ona çiçekler vermek istemiştir ama Akşeyh padişah ben değilim odur, çiçekleri ona veriniz.
1459 da yani yetmiş yaşında bolu Göynük'te ölmüştür. Buradaki türbesi 1464 yılında fatih tarafından yapılmıştır.


Molla Hüsrev

Fıkıh alimi ve Osmanlı’nın 3. şeyhülislamıdır.
Asil adi Muhammed bin Feramuz bin Ali er-Rumi'dir.

Babası bir Fransız subayıyken müslüman oldu. Kızını da Osmanlı emirlerinden Hüsrev adlı bir kişiye verdi. Genç yasta ölünce de Molla Hüsrev e eniştesi Hüsrev bakmıştır. Hüsrev lakabı da buradan gelir.

2.Murad’ın döneminde fıkıh ilminde ehil ve güvenilir alimlerden biridir. Bir donem 2.Murad'ın kazaskerliğini de yapmıştır. Kazaskerlik görevine sultan Murad tarafından Varna Savaşı öncesinde atanmıştır. Şehzade Mehmet tahtan indirilip tekrar Manisa'ya gönderilirken kendisine yeni bir hoca düşünüldüğü sırada bu görevinden vazgeçip gönüllü olarak Mehmet’in hocalığına talip olmuştur.

Şehzade Mehmet ona zamanın Ebu Hanife’si diyordu.
İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’a gelerek Galata ve Üsküdar kadılıkları görevine getirilmiştir. Bu arada Ayasofya müderrisliğini de yapmıştır. Yine bu sıralarda Bursa'ya giderek bir Medrese yaptırmıştır.

1480 senesinde İstanbul’da vefat etmiştir. Cenaze namazı Fatih Cami’nde kılınmış ve buradan Bursa’ ya nakledilip, kendi yaptırmış olduğu medresenin bahçesine gömülmüştür.

Zağonos Paşa

Asıl adi Mehmet’tir. Zağanos lakabının anlamı keskin görüşlü yırtıcı bir kustur. 
Babası Abdullah’ın bir esir olduğu bilinen Zağanos’un aslen nereli olduğu tam olarak bilinmemektedir.

Zağanos Paşa Fatih’in askeri öğretmenliğini yapmıştır.

Sultan 1. Murad tarafından sürgün edilen paşa Fatih tahta çıkar çıkmaz çağırılıp vezir ilan edilmiştir. Fatih ona kendi kız kardeşini vermiş ve onun kızıyla evlenmiştir. Böylelikle Zağanos Fatih'in hem eniştesi hem de kayınbabası olmuştur.
Osmanlı’nın fethinden önce Rumeli Hisarı'nı yaptırmış ve ordunun karadan yürütülüp Kasımpaşa’ya inmesinde emeği geçmiştir.
Fatih Dönemi'nde önemli rol oynayan paşalardandır. Çandarlı Halil Paşa'nın idamından sonrada veziriazamlığa yükselmiştir ama burada fazla kalamamıştır. Fatih Dönemi'nde taşralarda da görev yapan pasa Gelibolu’da sancakbeyliği ve kaptan-ı deryalıkta yapmistir. 1467-1469 da ise Trabzon sancak beyliği yapmıştır. Ayrıca Trabzon’un zaptı sırasında Prenses Anna ile evlenmiştir.

Zağanos çok alçak gönüllü bir insandır. Bugün Balıkesir’de bulunup Zağanos Paşa Cami olarak adlandırılan caminin inşaatında bizzat isçilerle beraber çalışmıştır.


  • Fatih Sultan Mehmet Han Padişahlığı sırasında da ilim öğrenmekten geri kalmamıştır. Hızır Çelebi, Hocazade, Ali Kuşçu ve Ali Tusi'den ilim tahsil etmiştir.Yabancı tarihç Annocal Griaco'dan ise batı tarihini öğrenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder